ton’

Gök gürlüyor, yağmur yağıyor. Dışarıda fırtınalar kopuyor ama içerisi daha beter. Onun olan bitenden haberi yok. İçim fırtınadan paramparça. Yağmurun kokusunu bastıran yanık kokusu sarmış etrafı. Neyin yandığı çok açık ortada. İs kokuyor etraf ,sadece benim burnum haberdar bundan. Tenim simsiyah ama sadece aynada görebiliyorum. Yalnız sol yanım değil, her tarafım acıdan faydalanmış sanki de artık hissetmiyor olan biteni. 
Ruhum bu sefer ayrılmamış bedenimden. Zamp gibi yapışmış duruyor. Sadece bu sefer çok daha yorgun. Çok kızıyor bana. Bedenime. Yanık kokuyor içim bi o kadarda yağmur kokusu. Anlamıyor kimse. İçimdeki yangını gözyaşlarımla söndürmeye çalıştığımı. Anlamasınlar da. Beni hiç kimse tanımasın, gerçek beni görmesin. Her gün farklı biri olayım ben ama hep aynı kalayım. Bu sefer ben susayım ama sen susma bana. 
Bir de: 
Çok karanlık yazıyormuşum ben. Aydınlık görmediğimden belli ki. Benim en aydınlığım sensin. Bunu okuyansın ve kendini anlayansın. 

Bunu okuduktan sonra en karanlık gününü değil artık aydınlıklarını hatırla. Benim gibi aydınlık günün yoksa unutma siyahın bile tonları vardır. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar