çağrı'

   "Vakit can almaz ancak can yakar." Dört duvar arasına sıkışmışlık hissi. Her şeyi yapabilirim gücü ama hiçbir şeyi yapamadığının farkındalığı korku veriyor. Bazı değil çoğu şey düzelecek ama ne zaman? Zaman çok kıymetliymiş. Aldığımız her nefesin bizim için çok önemi varmış da biz frakında değilmişiz. Anda kalabilmek ne güzel şeymiş aslında. Ben hep anda olduğumu sanıp geçmişte takılı kalmışım. Belki de hepimiz ya da bir çoğumuz ondan kaybetmişiz anların kıymetini ya da kendi kıymetimiz andan dolayı sönüp  gitmiş bizim gözümüzde. Hayatı, yaşamı, yaşamayı biraz hafife almışız. Özgürlüğümüzü "hiç" sanmışız ama en güçlü silahmış özgürlüğümüz. Daha çok anlayabiliriz belki de şimdi diğerlerini. Birisi bize "empati" diye bağırıyor belki de. Biraz oturup düşünsek mi? Diğerlerini, diğer insanları, ötekileştirdiklerimizi. Bak arkada bırakmak istenmeyecek kadar güzel yürekler ve sevgiler var. Dokunmak meğer. Ne kadar kıymetliymiş. Sarılmak. Sevgini fiziksel olarak hissettirmek birisine, birilerine. 
  Nefes almak. Hayatın koşturmacasına ortak olmak. Yakındığımız her şeyi özlememiz. Bunların hepsi de kocaman bir "çağrı" değil mi? 
  

Yorumlar

Popüler Yayınlar